YENİ TTK’NIN ERTELENMESİ KİME NE FAYDA SAĞLAR?
Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 25 Şubat 2012
Yeni Türk Ticaret Kanunu, özellikle iş dünyasının uzunca bir süredir beklediği bir yasa idi. Kanunun yasalaşma sürecini kısaca hatırlayacak olur isek, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı 2005 yılında Meclis’e sevk edilmiş ve yasalaştığı tarihe kadar yaklaşık 5 yıl boyunca TBMM’nin internet sitesinde kamuoyunun bilgisine sunulmuş idi. Tasarının görüşmelerine 27 Kasım 2008 tarihinde temel kanun olarak başlanıldı ve ilk 76 maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edildikten sonra, kalan maddelerin görüşmelerine iki yıl ara verildi. Tasarı yasalaşacak mı yasalaşmayacak mı tartışmaları arasında da, iş dünyasının yoğun talebi ve Mecliste grubu bulunan partilerin uzlaşısı ile, Türkiye Büyük Millet Meclisi, kalan 1465 maddeyi, 13 Ocak 2011 tarihli Birleşimde, bazı ufak değişikliklerle adeta jet hızında kabul etti. Altısı geçici madde olmak üzere 1.541 maddeden oluşan yeni TTK, 14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı, yasanın yürürlük tarihi ise 1 Temmuz 2012 tarihi belirlendi.
Yeni TTK’nın Resmi Gazete’de yayımlandığı Şubat ayından 2011 yılının sonuna kadar Kanun ile ilgili herhangi bir görüş veya eleştiri gündeme gelmedi. Ama, yasanın yürürlüğe girmesine sayılı ayların kaldığı 2012 yılı başından itibaren, özellikle yeni TTK’nın 562. maddesi ile getirilen bazı cezalar ön plana çıkarılarak Kanun yazılı ve görsel medyada adeta bombardımana tutuldu ve bunlar gerekçe gösterilerek Yasanın yürürlüğünün ertelenmesi dile getirildi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ise, konuya ilişkin olarak 16 Şubat 2012 tarihli basın açıklamasında, bu eleştirileri “maksadını aşan, haksız, kasıtlı veya bilgi eksikliğinden kaynaklı kamuoyunu yanıltıcı ve tedirgin edici nitelikte haber ve görüşler” olarak nitelendirdi ve “Yeni Türk Ticaret Kanununun birçok alanda getirdiği önemli ve köklü yenilikler ve iyileştirmeler yok sayılarak yapılan eleştiri, haber ve yorumların bir bölümünün ikincil mevzuatta yapılacak düzenlemelerle giderilebilecek nitelikte olduğunu, önemli bölümünün ise Kanunun bilerek ya da bilmeyerek yanlış yorumlanması veya çarpıtılması daha da önemlisi Türk Ticaret Kanununun yürürlüğünün ertelenmesi amacıyla yürütülen kasıtlı bir lobi çalışması olarak değerlendirildiğini” açıkladı.
Bakanlığın basın açıklamasında yer verilen “Haksız ithamlar o kadar ileri gitmiştir ki; henüz Danıştay’a gönderilmeyen üç tüzük taslağının Danıştay 1 inci Dairesince Bakanlığımıza iade edildiği bile dile getirilmiştir. Buna dayanarak Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinin ertelenmesi dahi istenmiştir. Bunlar; gerçeği yansıtmayan ve tamamen hayal ürünü mesnetsiz iddialardır. Bakanlığımızca bugün itibariyle Danıştay’a sunulmuş bir tüzük taslağı kesinlikle söz konusu değildir.” ifadeleri ise, Kanuna yönelik eleştirilerde dozun ne derece kaçırıldığını ortaya koyması bakımından dikkate şayandı.
Biz, yazımızda Yeni Türk Ticaret Kanunu’na yönelik eleştirilere değinmeyeceğiz. Zira, Bakanlık bu konuda gerekli açıklamayı zaten yaptı. Ancak, şunu belirtmeden de geçemeyeceğiz: Medyada yer alan eleştirilere baktığımızda, 1.541 maddeden ibaret olan bir Kanunun birkaç maddesinin ön plana çıkarılarak Kanunun tamamının iş dünyası aleyhine bir düzenleme gibi gösterildiğini görmekteyiz. Bu tarz bir yaklaşımın, en hafif tabiriyle, Tasarının yasalaşması konusunda örnek bir uzlaşı sergileyen TBMM’nin manevi şahsiyetine ve yıllar süren bir çalışma ile TTK Tasarısını hazırlayan Türk Ticaret Kanunu Bilim Komisyonunda görevli değerli akademisyenlerin emeklerine bir haksızlık manasına geldiği kanısındayız.
Acaba, gerçekten iddia edildiği gibi yeni TTK, işadamları ve sanayiciler için sadece ceza mı getirmektedir? Elbetteki hayır. En sık rastlanılan ticaret şirketi türleri açısından bakarsak, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, anonim ve limited şirketlere yönelik birçok köklü değişiklik ve yenilik öngörmüştür. Tek kişilik anonim şirket kuruluşuna ve tek kişilik yönetim kuruluna izin verilmesi, halka açık olmayan anonim şirketler için kayıtlı sermaye sisteminin, birikimli oyun ve kâr payı avansının öngörülmüş olması, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının online olarak yapılabilmesi, şirketlerin büyüklüklerine göre sınıflandırılması, şirketler topluluğuna ilişkin düzenlemeler bu değişikliklerden sadece birkaçıdır. Yine, limited şirketler açısından tek ortaklı limited şirkete izin verilmesi, özden yönetim yerine seçilmiş yönetim ilkesinin benimsenmesi, elektronik ortamda genel kurul ve müdürler kurulu toplantısı yapılmasına imkan sağlanması, özel denetim isteme hakkının getirilmesi, ortaklıktan çıkmaya katılma hakkının öngörülmesi yeni TTK ile getirilen yeniliklerden sadece birkaçıdır. Birleşme, bölünme ve tür değiştirmenin yeni kurallara bağlanması, kolaylaştırılmış birleşme usulüne yer verilmesi de, iş dünyasına kolaylık sağlayacak düzenlemelerdir. Cezaların gölgesinde bırakılan ve gündeme hiç taşınmayan bu yeniliklere hangi işadamı ve sanayici itiraz edebilir?
Mevcut Türk Ticaret Kanunu 1957 yılından bu yana yarım asrı aşkın bir süredir uygulanmaktadır. Kabul edildiği dönem ile sonrasında Türkiye’nin gereksinimlerini büyük ölçüde karşılamış ve birçok içtihadın oluşmasına imkan sağlamış temel bir yasadır. Ancak, 1956 yılında kabul edilmiş olan 6762 sayılı TTK’nın günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığı ve değiştirilmesi gerektiği hemen hemen herkes tarafından dile getirilen ve üzerinde uzlaşılan bir konu idi. Bu talepler ve ihtiyaçlar doğrultusunda da, Yasa Koyucu Türk Ticaret Kanunu’nu değiştirdi. Gelinen noktada, pişmiş aşa su katmanın kimseye bir faydası olmayacaktır. Yasaya ilişkin tartışmalar elbette olacaktır, bu gayet normaldir. Nitekim, Yasa Koyucu, yeni TTK tartışılsın ve varsa eksiklikler giderilsin düşüncesiyle Yasanın yürürlük tarihini yayım tarihinden altı ay değil de on sekiz ay sonraya bırakmıştır. Gelelim cezalara: Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ceza öngörmeyen kanunî düzenlemeler uygulamada yeterince hatta hiç etkin olamıyor. Bu nedenle, cezasız bir Türk Ticaret Kanunu beklemek de doğru değildir. Yasa Koyucunun, Türk Ticaret Kanunu’nda yer verilen suçların kapsamına veya cezaların ağırlığına ilişkin eleştiriler doğrultusunda değişikliğe gitmesi elbette mümkündür, ancak cezaların kaldırılması kanunun işlevsizleştirilmesi ve uygulayıcıların insafına bırakılması sonucunu doğurur.
Neticede, insan, bilmediğinin düşmanıdır. Biz, iş dünyasını yavaş yavaş etkisi altına almaya başladığını üzülerek gözlemlediğimiz yeni Türk Ticaret Kanunu hakkındaki olumsuz havanın, yeni TTK ile getirilen düzenlemelerin yeterince bilinmemesinden kaynaklandığını düşünmekteyiz. Ancak, yeni TTK’nın 1 Temmuz 2012 olan yürürlük tarihinin ertelenmeyeceği en yetkili ağızlar tarafından ifade edilmiştir. Bu nedenle, yasa ertelenir mi acaba diye bir beklentiye girmeden ve yasayı bir öcü gibi görmeden, yeni Türk Ticaret Kanunu ile getirilen yenilikler ve düzenlemeler konusunda güvenilir kaynaklar edinerek bilgi sahibi olmak ve Yasaya uyum konusunda gerekli hazırlıklara bugünden başlamak en rasyonel davranış biçimi olacaktır. Özetle, yeni Türk Ticaret Kanunu, ticaretin aktörlerini cezalandırmak için değil, geleceğe taşımak için çıkarılmış bir yasadır.