YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE TİCARİ DEFTER TUTMA ZORUNLULUĞU
Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 26 Ağustos 2011
Bilindiği üzere, halihazırda yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 66. maddesine göre; her tacir, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek amacıyla, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri ve bilhassa, diğer kanunların hükümleri saklı kalmak üzere;
- Tüzel kişi tacir ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri;
- Özel hukuk hükümlerine göre idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, İl Özel İdaresi, belediyeler gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan ticari işletmeler ile dernekler tarafından kurulan ticari işletmeler ve bunlara benzeyen ve tüzel kişiliği olmayan diğer ticari teşekküller, yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri;
- Gerçek kişi tacir ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri veya işletmesinin mahiyet ve önemine göre sadece işletme defteri
tutmak zorundadır. Bu zorunluluğu yerine getirmemenin ya da kanuna aykırı şekilde yerine getirmenin hem hukuki hem de cezai sorumluluk boyutu bulunmaktadır.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı yeni TTK’nın ise 64. maddesi ticari defter tutma yükümüne ayrılmıştır. Anılan maddeye göre, her tacir, ticarî defterleri tutmak ve defterlerinde ticarî işlemleriyle malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.
Anılan yükümlülük, ister gerçek isterse tüzel kişi olsun, bütün tacirleri kapsamaktadır. Defter tutma yükümü, tacir sıfatını kazanma, tacir sayılma ve tacir gibi sorumlu olma tarihinden veya anından itibaren başlar, tacir sıfatın, tacir gibi sayılma ve tacir gibi sorumlu olma konumunun son bulmasına kadar devam eder.
Yine, yeni TTK gereği ticari defterlerin Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarını (IFRS) yansıtır şekilde hazırlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına, bu standartlarda hüküm bulunmayan hallerde doğrudan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na göre, tacirin ticarî işlemleriyle malvarlığı durumunu açıkça gösterir şekilde tutulması şarttır. Ayrıca, “defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulmalı, işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.
Tacirin tüzel kişi olması halinde defterleri tutma sorumluluğu yöneticilere ve yönetim kuruluna aittir. Anonim şirketlerde bu yükümlülük, yönetim kurulunun devredilemez yetkileri başlığı altında yeni TTK’nın 375. maddesinin (c) bendinde “Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal plânlama için gerekli düzenin kurulması” ve (f) bendinde “Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi” şeklinde ifade olunmuştur.
Ancak, YTTK’nın konuya ilişkin bu düzenlemeleri 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, anılan tarihe kadar, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ticari defterlere ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir.