Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 15 Kasım 2014
Bilindiği üzere, anonim ve limited şirket ortaklarına tanınan yasal haklardan birisi de şirketin kârından pay almaktır. Anonim veya limited şirketi kuran kişi ya da kişilerin ise, zaman içerisinde birtakım nedenlerle paylarının tamamını devredip şirketten ayrılmaları mümkündür. Bu durumda ortak sıfatları sona ereceğinden, anılan kişilerin şirket kârından pay alma hakları da ortadan kalkar, bu hak payları devralan kişi ya da kişilere geçer. Örneğin; ülkemizde aile şirketlerinin de ağırlığı dikkate alınarak, bir baba yıllar önce kurup büyüttüğü şirketteki paylarını evlatlarına devrederek torunlarıyla ve gündelik işleriyle meşgul olmak isteyebilir. Böyle bir durumda, şu soru akla gelebilir: Şirketten ayrılan baba, şirketle bir bağı kalmasa dahi şirketten kâr payı almaya devam edebilir mi? Ya da, şirketi devralan evlatlar, emeklilik maaşı dışında bir geliri olmayan babalarına, vefa borcu olarak, şirket kârından pay verebilirler mi?
Dilerseniz önce sorumuza cevap verelim, sonra nasıl olacak izah edelim: Evet, anonim veya limited şirketteki paylarını tümüyle devredip şirket ortaklığından ayrılan kuruculara kârdan pay verilebilir. Bu nasıl olacak derseniz, hemen söyleyelim, kurucu intifa senedi tesis ederek. Kurucu intifa senetleri, şirketin kurucu ortaklarına verilen intifa senetleridir. Aslında, TTK’ya göre; anonim veya limited şirketi kurdukları sırada harcadıkları emeğe karşılık olarak kuruculara, para ve bedelsiz pay senedi vermek gibi şirket sermayesinin azalması sonucunu doğurabilecek bir menfaat tanınamaz. Ancak, TTK’da bu kuralın bir istisnasına yer verilmiş ve şirketin kurucularına bedelsiz olarak “kurucu intifa senedi” verilmesine imkan sağlanmıştır. Dolayısıyla, şirketin kuruluş (ilk) sözleşmesinde, şirket kurucularına intifa senedi tahsis edilmesine dair bir hükme yer verilebilir. Bu hak kurucuların tamamına tanınabileceği gibi şirket kurucularından birine veya birkaçına da tanınabilir.
İntifa senedi sahibi kuruculara verilebilecek kâr payının miktarı ise, şirket kârından, genel kanuni yedek akçe (I. tertip yasal yedek akçe) ile pay sahipleri için yüzde beş kâr payı ayrıldıktan sonra kalan meblağın en fazla onda biri olarak belirlenmiştir. Bu oran azamî had olup, kuruculara toplamda sözkonusu meblağın onda birinden fazla bir tahsisin yapılması mümkün değildir, ancak altında bir oran belirlenebilir. Örneğin, şirket sözleşmesine, kurucu intifa senedi sahiplerine şirket kârından yedek akçe ile pay sahipleri için yüzde beş kâr payı ayrıldıktan sonra kalan meblağın en fazla % 5’inin ödeneceği yönünde hüküm konulabilir.
Peki, bu hüküm kuruluşta konulmamış ise, sonradan şirket sözleşmesine konulabilir mi? 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu kuruluş esas sözleşmesinde hüküm bulunmuyor ise sonradan esas sözleşme değişikliğine giderek kurucu intifa senedi tesis edilmesini yasaklamakta iken, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda böyle bir hükme yer verilmemiştir. Dolayısıyla, kurucu intifa senetlerine kuruluş esas sözleşmesinde yer verilebileceği gibi, sonradan esas sözleşme değişikliğine gidilerek de kurucular lehine intifa senedi tahsis edilebileceği kanısındayız. Ayrıca, TTK’da intifa senedi olarak adlandırılmış olmalarına karşılık, kuruculara şirket kârından pay alma hakkı tanınabilmesi için senet çıkarılmasının zorunlu olmadığını da belirtelim. Şirket esas sözleşmesinde intifa senedine dair bir hükmün bulunması yeterlidir. Ancak, bu konuda kıymetli evrak vasfını haiz senetler çıkarılmasına da Kanun izin vermektedir.