Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 1 Kasım 2014
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 127nci maddesinde alacaklar ile devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değerin ticaret şirketlerine sermaye olarak konulabileceği belirtilmiştir. TTK’nın 342nci maddesinde anonim şirkete ayni sermaye olarak konulabilecek malvarlığı unsurları; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları olarak sayılmıştır. Benzer şekilde, TTK’nın 581’inci maddesinin birinci fıkrasında, limited şirketlere “üzerlerinde sınırlı aynî bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil, malvarlığı unsurları”nın aynî sermaye olarak konulabileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümleri bir arada değerlendirdiğimizde, anonim şirketlerde pay sahiplerinin, limited şirketlerde ise ortakların şirketten olan vadesi gelmiş alacaklarının (şirkete verdikleri borç paraların) şirkete ayni sermaye olarak konulmasının önünde yasal bir engel olmadığı sonucuna varmaktayız. Diğer bir deyişle, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne göre; işletmelerin ortaklarına olan bir yıldan kısa vadeli borçlarının takip edildiği 331.Ortaklara Borçlar ve bir yıldan uzun vadeli olan borçlarının takip edildiği 431.Ortaklara Borçlar hesabı bakiyelerinin sermayeye ilave edilmesi, yani sermaye artırımında kullanılması mümkündür.
Ancak, sermaye artırımında kullanılabilmesi için, TTK’nın 343, 459, 590 ve 578inci maddeleri uyarınca, bu borçlara şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişiler tarafından değer biçilmesi gerekecektir. Bununla birlikte, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün ticaret sicili müdürlüklerine gönderdiği 27 Eylül 2013 tarihli ve 7326 sayılı Genelgede;
- Ortağın şirketten olan alacağını bir başka şirketin kuruluşunda veya bir başka şirketin sermaye artırımında ayni sermaye olarak koyması durumunda, ortağın şirketten olan alacağının varlığının tespitinde TTK’nın 343üncü maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişiler tarafından hazırlanacak değerleme raporlarının ticaret sicili müdürlüğüne ibraz edilmesinin gerektiği,
- Ortağın şirketten olan alacağını, ortağı olduğu şirketin sermaye artırımında ayni sermaye olarak koyması durumunda ise, alacağın varlığının tespitinde, TTK’nın 343üncü maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişilerce hazırlanacak değerleme raporları ibraz edilebileceği gibi yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ya da denetime tabi şirketlerde denetçinin bu tespitlere ilişkin raporunun ibraz edilebileceği belirtilmiştir.
Dolayısıyla, TTK’ya göre ayni sermaye olarak kabul edilen ortaklara borçlar hesabına bilirkişilerce değer biçilmesi şart koşulsa da, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın uygulamada karşılaşılan aksaklıkları gidermek amacıyla çıkardığı genelgeye göre, anonim şirketlerde pay sahiplerinin, limited şirketlerde ise ortakların şirketten olan alacaklarının varlığını yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile ispat etmeleri durumunda, Ortaklara Borçlar hesabının bakiyesi kısmen veya tamamen sermaye artırımında kullanılabilecek ve bu raporlarla yapılacak sermaye artırım tescil talepleri ticaret sicili müdürlükleri tarafından işleme konulacaktır