LİMİTED ŞİRKETLERDE PAY SENEDİ ÇIKARILMASI VE SENEDİN DEVRİ
Soner ALTAŞ
Mizantürk, 18 Nisan 2014
Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde ise, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulurlar. Bu çerçevede, limited şirket ortaklarının sorumluluklarının tespitinde esas sermaye paylarının devre konu olup olmadıklarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Esas sermaye paylarının devri konusunda ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerini dikkate almak gerekir.
6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nun 503üncü maddesinin ikinci fıkrasında “ortaklar tarafından konulan sermaye için, anonim şirkette olduğu gibi hisse senedi çıkarılamaz.” hükmüne yer verilerek, limited şirketlerin anonim şirketler gibi hisse (pay) senedi çıkarmaları yasaklanmıştı. Bununla birlikte, ETK’nın 518inci maddesinde “sermaye payının, konulması taahhüt edilen sermayeye göre belirleneceği, ancak, pay hakkında tanzim edilecek senetlerin kıymetli evrak vasfını haiz olmayıp sadece bir ispat vasıtası sayılacakları” hükme bağlanmış, pay hakkında tanzim edilecek senetlerin sermaye payının tamamına ait olması zorunlu kılınmıştı. Diğer bir anlatımla, ETK, limited şirketlerin anonim şirketlerdeki gibi kıymetli evrak vasfını haiz hisse senedi çıkarmalarını yasaklamakta; buna karşılık, limited şirketlerin payları temsil etmek üzere senet çıkarmalarına izin vermekte, ancak, bu senedin kıymetli evrak vasfında olmayıp sadece ortağın şirkette pay sahibi olduğunu ispat eden bir belge niteliği taşıdığını kabul etmekte; ayrıca, bu şekilde çıkarılan hisse senedinin ortağın sermaye payının tamamına ait olmasını şart koşmakta idi. Bu nedenle, limited şirketlerce çıkarılan hisse senetleri devre de konu olamıyordu.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ise bu konuda limited şirketlere bir yenilik getirmiş, esas sermaye pay senetlerinin ispat aracı şeklinde düzenlenebileceği gibi nama yazılı olarak düzenlenmesine izin vermiştir (TTK, m.593/f.2). Yani, TTK, limited şirketlere, pay senedi çıkarma konusunda seçimlik iki hak tanımış, dileyen limited şirketlere, ETK’da olduğu üzere ispat aracı şeklinde pay senedi çıkarma, dileyen limited şirketlere de nama yazılı pay senedi bastırma imkanı tanımıştır. TTK, ayrıca, bazı hususların düzenlenecek olan pay senetlerinde gösterilmesini şart koşmuştur. Buna göre, ister ispat aracı şeklinde, isterse nama yazılı olarak düzenlensin; ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin, ağırlaştırılmış veya bütün ortakları kapsayacak biçimde düzenlenmiş rekabet yasağının, şirket sözleşmesinde öngörülmüş önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının pay senedinde açıkça belirtilmesi zorunludur (TTK, m.593/f.2).
Bu noktada üzerinde durulması gereken husus, limited şirket tarafından çıkarılacak olan nama yazılı pay senedinin devri ile esas sermaye payının devredilmiş sayılıp sayılmayacağıdır. Bu soruya maalesef olumlu cevap vermek mümkün değildir. Çünkü, TTK’da, limited şirket tarafından çıkarılacak nama yazılı pay senedi anonim şirketlerce çıkarılacak pay senedinden farklı hükümlere bağlanmıştır. Şöyle ki, TTK’nın konuya ilişkin 593. maddesinin gerekçesinde “Esas sermaye payını içeren nama yazılı senet çıkarılması, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamaz; bu konuda başta TTK’nın 595. maddesi olmak üzere getirilen kanunî sınırlamalar geçerliliğini korur ve uygulanır; kanunî bağlam varlığını aynen sürdürür. TTK ile getirilen bu olanak, limited şirket esas sermaye payını ne anonim şirket payına dönüştürür ne de yaklaştırır. Sadece ispatı ve gereğinde (limited şirkete ilişkin hükümler çerçevesinde) payın devrinde bazı kolaylıklar sağlayabilir.” denilmiştir. Yani, limited şirket tarafından nama yazılı senet çıkarılması, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamamaktadır.
Ayrıca, TTK’da, esas sermaye payının devrinin ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılmasının ve tarafların imzalarının noterce onanmasının şart olduğu açıkça hükme bağlanmıştır (TTK, m.595/f.1). Dolayısıyla, limited şirket tarafından ispat aracı şeklinde veya nama yazılı pay senedi çıkarılmış olsa dahi, limited şirket esas sermaye payının imzaları noter huzurunda atılmış bir devir sözleşmesi ile devredilmesi gerekir.
TTK’nın 595. maddesinin ikinci fıkrasında ise “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla, devrin şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için kural olarak genel kurulun onayı gerekir. Fakat, genel kurulun onayına ilişkin bu düzenleme emredici değildir. Zira, fıkranın başında “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse” bu kuralın uygulanacağı belirtilmiştir. Bu çerçevede, şirket sözleşmesi, 595. maddenin ikinci fıkrasında öngörülen genel kurulun onayını hafifletebilir, belirli bazı hallere özgüleyebilir ya da kaldırabilir. Örneğin, şirket sözleşmesinde, genel kurulun onayının aranmayacağı, devrin kurulmasıyla gerçekleşeceği öngörülebilir.
Şirket sözleşmesinde böyle bir hüküm yok ise, TTK m.595/f.2 hükmü gereği genel kuruldan onay alınması şart olur. TTK’nın 620. maddesi gereği, esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması hususu için genel karar alma yetersayısı aranır. Yani eğer şirket sözleşmesinde aksine bir düzenleme yok ise, bu konuda toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile karar alınabilir (TTK, m.620).
Diğer yandan, TTK, limited şirket genel kurulun, başvurudan itibaren üç ay içinde, pay devrini reddetmemesi durumunda pay devrine onay verilmiş sayılacağını hükme bağlamıştır (TTK, m.595/f.7). Böylece, limited şirket genel kurulunun sessiz kalarak pay devrinin onayını sürüncemede bırakması engellenmiştir. Ayrıca, TTK’nın 594üncü maddesine göre esas sermaye paylarının devirlerinin pay defterine yazılması şart koşulmuştur. Bu nedenle, esas sermaye paylarının devirlerinin tamamlanmasını takiben müdür veya müdürler kurulu tarafından pay defterine kaydedilmesi gerekir.