LİMİTED ŞİRKET PAYLARININ DEVRİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 9 Ekim 2010
T.Ticaret Kanunu’nun 503üncü maddesinin ikinci fıkrasında “ortaklar tarafından konulan sermaye için, anonim şirkette olduğu gibi hisse senedi çıkarılamaz.” denilmekte, 518inci maddesinde ise, “sermaye payının, konulması taahhüt edilen sermayeye göre belirleneceği, ancak, pay hakkında tanzim edilecek senetlerin kıymetli evrak vasfını haiz olmayıp sadece bir ispat vasıtası sayılacakları” hükme bağlanmıştır. Bu manada, TTK’da her ne kadar limited şirketlerde payları temsil etmek üzere senet çıkarma imkanı sağlansa da, bu senet kıymetli evrak vasfında olmayan, sadece sahibinin şirkette pay sahibi olduğunu ispat eden bir belge niteliği taşır. Hal böyle olunca da, limited şirket hisse senetleri anonim şirket hisse senetlerinin aksine devre konu olamazlar. Dolayısıyla, limited şirketlerde pay devri sadece çıplak paylar itibariyle yapılabilir, payları temsil etmek üzere çıkarılacak senetler devredilemezler.
Peki, limited şirketlerde çıplak payların devri nasıl yapılır ve devir işlemlerinde nelere dikkat edilmelidir? Limited şirketlerde, paylar, ancak, şirket sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmaması durumunda devre konu olabilirler. Çünkü, TTK, limited şirketlerde payların devrinin şirket sözleşmesi ile daha ağır koşullara bağlanmasına ya da tamamen yasaklanmasına olanak sağlamıştır. Yine, ortağın şirkete koymayı taahhüt ettiği sermayenin ayın olması durumunda, bu payın şirketin kuruluşunu takip eden üç yıl içinde bir başkasına devredilmesi yasaktır.
Diğer yandan, TTK, limited şirket paylarının devrinde, yazılı bir devir sözleşmesi yapılmasını ve tarafların imzalarının noterce tasdik ettirilmiş olmasını şart koşmuştur. Bu nedenle, limited şirketlerde, hisse devir sözleşmesinin ya da hisse devir vaadi sözleşmesinin noter huzurunda yazılı şekilde yapılması gerekir. Aksi takdirde, devir, taraflar arasında dahi herhangi bir hüküm ifade etmez.
Ancak, pay devri sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce tasdik ettirilmiş olması da, devralan kişinin şirket ortağı olması için tek başına yeterli kabul edilmez. Oysa, uygulamada birçok kişi sözleşmenin yapılması ile pay devrinin tamamlandığını farzetmektedir. TTK.na göre, bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder. Bu manada, pay devrinin limited şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi -yani, geçerlilik kazanabilmesi için- devrin pay defterine kaydedilmesi gerekir.
Buna karşılık, TTK, devrin “pay defteri”ne kaydedilebilmesi için de bazı koşullar aramaktadır. Buna göre, “devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması” şarttır. Örneğin, iki ortaklı limited şirketlerde, pay devri için, her halükarda ortaklarının ikisinin birlikte karar vermesi gerekir. Yine, muvafakatin reddi halinde de, pay devri geçersiz hale gelir.
Bütün bu düzenlemeler gereği, payını devredecek limited şirket ortakların, öncelikle şirket sözleşmesinde devri kısıtlayan veya yasaklayan bir hükmün olup olmadığını araştırmaları, pay devri sözleşmesini noterde yazılı şekilde yapmaları, devre ilişkin ortaklar kurulu kararı ile pay defterinin devre ilişkin kayıtlarının tasdikli nüshalarını şirketten talep etmeleri ve sözleşme nüshası ile birlikte bu belgeleri saklamaları, ileride özellikle şirketin amme borçlarına ilişkin sorumluluk noktasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların halli bakımından, menfaatlerine olacaktır.