LİMİTED ŞİRKETLERDE ORTAKLIKTAN ÇIKARMA KOŞULLARI
Soner ALTAŞ
Mizantürk, 12 Mayıs 2014
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 640ncı maddesinin birinci fıkrasında “Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir” denilerek, bir ortağın şirketten çıkarılabileceği sebeplerin şirket sözleşmesinde öngörülmesine imkan tanınmıştır. Örneğin; “şirketin para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı mahkum olanlar şirket ortaklığından çıkarılır.” şeklinde bir hüküm şirket sözleşmesine konulabilir. Bu çerçevede, dileyen limited şirketler, sözleşme değişikliğine giderek, ortaklıktan çıkarma sebeplerine sözleşmelerinde yer verebilirler. Bu hüküm kuruluş aşamasında şirket sözleşmesine konulabileceği gibi, sonradan sözleşme değişikliğine gidilerek de tesis edilebilir. Ancak, bir ortağın şirketten çıkarılma sebeplerinin sonradan şirket sözleşmesine konulabilmesine dair sözleşme değişikliği, şirket sermayesini temsil eden tüm ortakların genel kurul toplantısında oy birliği ile karar almasıyla mümkündür(TTK, m.621/f.3).
Ortaklıktan çıkarma kararı limited şirket genel kurulu tarafından alınır ve bu karar ortağa noter aracılığıyla bildirilir. Ortak, çıkarma kararına karşı, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir (TTK, m.640/f.2).
Ancak, hemen belirtelim ki, limited şirkette pay sahibi olan kişiyi ortaklıktan çıkarmak için şirket sözleşmesinde hüküm bulunması zorunlu değildir, bu tamamen şirketlerin, daha doğrusu ortakların ihtiyarına bırakılmış bir husustur.
Peki, şirket sözleşmesinde ortaklıktan çıkarmaya dair bir hüküm yok ise, ne yapılmalıdır? Kanımızca, birçok limited şirketin sözleşmesinde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hüküm yoktur. Böyle bir durumda, sürekli sorun çıkaran ve ortaklar arasında huzursuzluğa sebep veren kişi şirketten çıkarılamayacak mıdır? Tabi ki, çıkarabilir. Ancak, bunun için mahkemeye gitmek gerekir. TTK’ya göre, şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa yahut sözleşmede yer alan sebepler arasında yer almasa dahi, haklı bir sebebin ortaya çıkması durumunda, şirket, ortaklıktan çıkarma davası açabilir(TTK, m.640/f.3).
Haklı sebeplerin nelerden ibaret olduğuna Kanunda değinilmemiştir. Bu itibarla, şirketin öne sürdüğü ortaklıktan çıkarma sebebinin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme kararlaştıracaktır. Hal böyle olunca da, şirketin, ortaklıktan çıkarma sebebinin varlığını kanıtlaması gerekecektir.
6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nun limited şirket ortaklığından çıkarmaya ilişkin 551inci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartiyle şirket, muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden istiyebilir.” hükmü yer almakta idi. Bu fıkraya ilişkin yargı kararlarına baktığımızda ise, Yargıtay’ın;
- Ortağın rekabet yasağına aykırı hareket etmesi,
- Ortağın davranışlarının şirket faaliyetlerine sekte vuracak ve ızrar edecek ve karşılıklı güveni ortadan kaldıracak nitelikte olması,
- Ortağın güvenini kötüye kullanarak şirket mallarını kendisinin fiilen çalıştığı şirkete aktarması, müşterileri kendi dükkanına sevk ederek şirketi zarara uğratması, diğer ortakların imzalarını taklit ederek sermaye artırımına gitmesi,
- Kişinin ortağı olduğu limited şirketin iştigal konusu ile aynı olan işi yaparak şirkete karşı rekabet yasağına aykırı davranması, şirketle ilgilenmemesi, şirketi zor durumda bırakması, şirket işlerinin görüşülmesi amacıyla yapılan davetlere icabet etmeyerek toplantılara katılmaması, şirket müdürünün istifası üzerine müdür ataması amacıyla yapılacak toplantıya katılmayarak sorunların çözümünü engellemesi
gibi halleri ortaklıktan çıkarma için haklı (muhik) sebep olarak kabul ettiğini görmekteyiz. TTK’nın m.640/f.3 hükmü ETK’nın m.551/f.3 hükmüne paralel bir şekilde düzenlendiğinden, Yargıtay’ın ortaklıktan çıkmadaki haklı sebeplere ilişkin yaklaşımın da yeni dönemde korunacağı kanısındayız.
Yeri gelmişken, ortaklıktan çıkarma için gerekli toplantı ve karar yetersayısına da değinelim: Gerek “ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması” gerekse “ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması” konularında genel kurulca karar alınabilmesi için, genel kurulda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması gerekir (TTK, m.621/f.1.h). Bir başka deyişle, yukarıda belirtilen konularda karar alabilmek için oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun toplantıda hazır bulunması ve kararın da bu toplantıda temsil edilen oyların en az üçte ikisi ile alınması gerekir. Yani, toplantı nisabı oy hakkına sahip esas sermayenin tamamının salt çoğunluğu (yani, oy hakkı bulunan esas sermayenin yarısının en az bir fazlası); karar nisabı ise genel kurulda temsil edilen oyların üçte ikisidir.