BÜLTEN
(2015/3)
İmza Sirkülerini Tescil Ettirme Zorunluluğu
Tarih | : | 07/05/2015 |
Sayı | : | 2015/3 |
Konu | : | İmza sirkülerini tescil ettirme yükümlülüğü ve uymayanlara verilecek cezalar hk. |
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 40ıncı maddesinde;
- Gerçek ve tüzel kişi her tacirin, ticarî işletmenin açıldığı günden itibaren onbeş gün içinde, ticarî işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilân ettirmesinin,
- Gerçek kişi tacirin kullanacağı ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı notere onaylattırdıktan sonra ticaret sicili müdürlüğüne vermesinin,
- Tüzel kişi tacirin, ticaret unvanını ve ticaret unvanıyla birlikte onun adına imzaya yetkili kimselerin imzalarını notere onaylattırdıktan sonra ticaret sicil müdürlüğüne vermesinin,
- Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubelerinin, açıldıkları günden itibaren onbeş gün içinde, ticari işletmelerini ve ticaret unvanlarını bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan ettirmelerinin;
- Yine, merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubelerinin şube adına temsile yetkili kişilerin ticaret unvanı altında atacakları imzalarını notere onaylattıktan sonra ticaret sicili müdürlüğüne vermelerinin,
- Merkezi yurt dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubelerinin ise, açıldıkları günden itibaren onbeş gün içinde, ticari işletmelerini ve ticaret unvanlarını bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan ettirmelerinin;
- Ayrıca, Merkezi yurt dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubeleri için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari mümessilin atanmasının
zorunlu olduğu belirtilmektedir.
TTK’nın 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen ilk halinde bu yükümlülüklere aykırı davrananlara, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilmesi öngörülmekte idi. Ancak, 26 Haziran 2012 tarihli ve 6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun[1] ile yapılan değişiklik neticesinde bu hapis ve adlî para cezası idari para cezasına dönüştürüldü. Bu değişikliğinin son derece yerinde olduğu kuşkusuzdur. Zira, ticaret unvanını tescil ettirmedi diye kişilere hapis cezası verilmesi suça kıyasla oldukça ağır bir yaptırımdı. Dolayısıyla, ticari işletmesi ile ticaret unvanını tescil ve ilan ettirmemesi, kullanacağı ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı notere onaylattırdıktan sonra ticaret sicili müdürlüğüne vermemesi durumunda, tacire, 2.000 TL idarî para cezası verilecektir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17nci maddesinin yedinci fıkrasında “İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz.” denilmiştir. Dolayısıyla, TTK’da öngörülen idarî para cezalarının her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanması gerekmektedir. Yeniden değerleme oranları; 10 Kasım 2012 tarihli ve 28463 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:419) ile 2012 yılı için % 7,80 olarak; 19 Kasım 2013 tarihli ve 28826 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:430) ile 2013 yılı için % 3,93; 15 Kasım 2014 tarihli ve 29176 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:441) ile 2014 yılı için de % 10,11 olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla, anılan idarî para cezası, 2015 yılında 2.466 TL olarak uygulanacaktır.
[1] 30 Haziran 2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.