Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 16 Ağustos 2014
Son günlerde ekonomi dünyasının güncel konularından birisi pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerin, yani borsa şirketlerinin birbiri ardına borsa kotundan çıkmak ve azınlığa düşen ortakların paylarını alarak şirketten çıkarmak istemeleridir. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından hazırlanıp 1 Temmuz 2014 tarihinde yürürlüğe giren Ortaklıktan Çıkarma ve Satma Hakları Tebliği, oy haklarının en az % 95’ine ulaşması durumunda, hakim ortağa diğer ortaklarının tamamını şirketten çıkarma hakkı tanıyor. Tebliğin yürürlüğe girmesiyle Petrol Ofisi, Alternatifbank, Türk Demir Döküm, Mutlu Akü, İntema ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri borsa kotundan çıkmak için yasal süreci başlattı. Borsa İstanbul’da fiili halka açıklık oranı yüzde 5 veya altında olan toplam 26 şirket bulunuyor. Bu da önümüzdeki dönemde borsadan yeni şirket çıkışlarının olacağı şeklinde değerlendiriliyor. Bizim bu yazımızda üzerinde duracağımız husus ise, bugüne kadar çok fazla duyulmayan ve yeni olması nedeniyle henüz başvuru aşamasına gelmeyen halka açık ortaklık statüsünden çıkma imkanıdır. Buna izin veren düzenleme Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 30 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Ortaklıkların Kanun Kapsamından Çıkarılması ve Paylarının Borsada İşlem Görmesi Zorunluluğuna İlişkin Esaslar Tebliği’dir.Dilerseniz kısa bir tahlilden sonra anılan imkanı ve olası etkilerini anlatalım. Hatırlarsanız, 2499 sayılı eski Sermaye Piyasası Kanunu ortak sayısı 250’nin üzerinde olan anonim şirketlerin halka açık şirket sayıldıklarını hükme bağlamıştı. 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6362 sayılı yeni Sermaye Piyasası Kanunu ise halka açık ortaklık sayılmada esas alınan pay sahibi sayısı kriterini 500’e çıkarmıştır. Yeni Kanunun, eski Kanundan farklı olarak getirdiği bir diğer yükümlülük de, pay sahibi sayısı 500’ü aşan anonim şirketlerin, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan, yani, ortak sayısı beşyüzü geçtikten sonraki en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorunda olmalarıdır. Dolayısıyla, ortak sayısı 500’ü aşan anonim şirketlerin en geç iki yıl içerisinde Borsa İstanbul Anonim Şirketi (BİST)’ne başvuruda bulunmaları ve paylarının borsada işlem görmelerini sağlamaları gerekir.
Ancak, ortak sayısı 500’ü aşan ya da aşacak olan anonim şirketlerin, bazı koşulları sağlayarak borsaya kote olma yükümlülüğünden kurtulmaları, hatta 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamından çıkmaları mümkündür. Nasıl mı? Hemen, izah edelim. Bunun için birbirinden ayrı beş koşul aranmaktadır. Bazı şirketler bu koşullardan birkaçını da sağlayabilir, ancak koşulların bir tanesi dahi sağlansa şirketin başvuru hakkı doğmaktadır. Gelin bu koşullara, daha anlaşılır olması için “yöntem” diyelim. Yöntemlerin birincisi, şirket ortaklarının genel kurul olarak toplanıp karar almalarıdır. Bu yöntemde, genel kurul “şirketin paylarının borsada işlem görmesinin istenmemesi gerekçesiyle Kanun kapsamından çıkma hususu”nu görüşüp karara bağlar. Söz konusu genel kurul toplantısında ortak tam sayısının en az üçte ikisinin olumlu oyu veya toplam oyların dörtte üçü ile karar alınması gerekir.
İkincisi, şirket sermayesinin “%95’inden daha fazlasının en fazla 50 ortağa ait olması” ya da “%50’sinden fazlasının doğrudan veya dolaylı olarak il özel idarelerine, belediyelere veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait olması”dır. Sözkonusu şirketler, bu durumlarını ispat edici belgelerle birlikte SPK’ya başvururlar.
Üçüncü yöntem, ortak sayısının 500’ün altına düşmesidir. Bu durumda olan şirketler, mahkemeye müracaat edip ortak sayısının 500’ün altına düştüğünü bilirkişi raporu ile tespit ettirirler ve Kanun kapsamından çıkma talebi ile SPK’ya başvururlar.
Dördüncü yöntem, finansal tablolarla ilgilidir. Buna göre, başvuru tarihinden önceki son iki yıla ait finansal tablolar itibarıyla; aktif toplamı on milyon Türk Lirasından az olan veya net satış hasılatı dışında kalan diğer gelirler toplamı ve net satış hasılatının her ikisi de beş milyon Türk Lirasından az olan ya da tescil edilmiş sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının tamamı karşılıksız kalan anonim şirketler, çıkma talebi ile SPK’ya başvurabilirler.
Beşinci yöntem, şirketin münfesih olması ya da iflas etmesidir. Pay sahibi sayısı 500’ü aşmakla birlikte ilgili ticaret sicil müdürlükleri tarafından münfesih olduğu veya münfesih sayıldığı resen belirlenerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmiş olan; zorunlu veya gönüllü olarak tasfiyeye giren ya da haklarında iflas kararı verilen anonim şirketler, söz konusu hususları ispat eden Ticaret Sicili Gazetesi örneği, mahkeme kararı ve varsa yetkili organ kararı ile SPK’ya başvurabilirler.
Tabi, yukarıda sayılan şartlardan birinin veya birkaçının varlığının SPK tarafından tespit edilmesi halinde; şirketin başvuruda bulunması aranmaksızın SPK tarafından resen Kanun kapsamından çıkarılmaları da mümkündür.
Ortak sayısı beşyüzü aştığı halde bu yöntemlerden hiçbirisini kullanmayan anonim şirketler, paylarının Platformda işlem görmesi amacıyla iki yıllık süre dolmadan borsaya başvurmak zorunda kalırlar. Bu şirketler tarafından süresi içinde borsaya başvuruda bulunulmaması durumunda ise, söz konusu şirketlerin talebi aranmaksızın paylarının Platformda işlem görmesine SPK tarafında resen karar verilebilir. Bu çerçevede, pay sahibi sayısı beşyüzü aştığı halde borsada işlem görmek istemeyen anonim şirketlerin, sonradan arzu etmedikleri bir sonuçla karşılaşmamaları için, iki yıllık süreyi beklemeden, şartlarını tevsik eden belgelerle Sermaye Piyasası Kurulu’na başvurup 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamından çıkmayı talep etmeleri menfaatlerine olacaktır. Bu hususta beklenenin üzerinde talep olması durumunda, halka açık şirketlerin sayısının kaça düşeceği ve sermaye piyasasının bundan nasıl etkileneceği ise muammasını korumaktadır.