Soner ALTAŞ
Dünya Gazetesi, 2 Ağustos 2014
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun anonim ve limited şirketlerin yönetim organlarına ilişkin olarak getirdiği değişiklikler ve yenilikler nedeniyle, özellikle anonim şirket yönetim kuruluna tanınan temsil yetkisinin kullanımında ve devrinde zaman zaman bazı tereddütlerin yaşandığı görülmektedir. Uygulanmasında tereddüt yaşanan bu yeniliklerden birisi ise, TTK’nın 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’ndan farklı olarak, anonim şirket yönetim kurulunun yönetim ve temsil yetkilerini birbirinden ayırması gelmektedir. Anonim şirket, kural olarak, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Eğer anonim şirket esas sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ya da yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyor ise, yönetim kurulu temsil yetkisini çift imza ile kullanır ve şirket adına imza atmaya yetkili olanlar, şirketin unvanı altında imza atarlar. Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilân edilmek üzere ticaret siciline vermek zorundadır. Anonim şirket yönetim kurulu, isterse temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye (örneğin; CEO) veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. Ancak, böyle bir durumda en az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.
Anonim şirket yönetim kurulu, murahhaslara yetki devri haricinde, ticarî mümessil ve ticarî vekiller de atayabilir. Ticari temsilci ve ticari vekil Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlendiğinden, Türk Ticaret Kanunu’nda ayrıca düzenlenmemiştir. Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir. Ticari vekil ise bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişiye denilmektedir. Ticari temsilcilerin ticaret siciline tescil ettirilmesi şart olduğu halde, ticari vekillerin ticaret siciline tescil edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Limited şirketlerin konumu ise bazı noktalarda anonim şirketlere benzemekte, bazı noktalarda anonim şirket düzenlemelerinden ayrılmaktadır. Şöyle ki, anonim şirket yönetim kurulunun temsil yetkisinin kapsamına, yetkinin sınırlandırılmasına, imzaya yetkili olanların belirlenmesine, imza şekli ile bunların tescil ve ilânına dair hükümleri kıyas yolu ile limited şirket müdürlerine de uygulanacaktır. Ancak, limited şirket sözleşmesinde başka şekilde düzenlenmediği takdirde, ticarî mümessiller ve ticarî vekiller ancak genel kurul kararı ile atanabilecek; ayrıca bunların yetkileri de genel kurul tarafından sınırlandırılabilecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun şirketin yönetimi ve temsili noktasında eski Ticaret Kanunu’ndan farklı hükümler getirmiş olması nedeniyle, zaman zaman temsil yetkisinin kısmen ve tamamen devri ya da üçüncü kişilere devri noktasında bazı tereddütlerin yaşanması normaldir. Örneğin; anonim şirket yönetim kurulu başkanının şirketi temsil etmek üzere avukata vereceği vekaletname noter tarafından geri çevrilecektir. Zira, Türkiye Noterler Birliği avukatları ticari vekil olarak değerlendirmekte ve noterlere gönderdiği genelge ile ticari vekillerin yönetim kurulu tarafından atanmasının icap ettiğini, bu nedenle anonim şirket ticari vekilleri ile ilgili olarak noterliklerde düzenlenecek vekaletnamelerde mutlaka yönetim kurulunun kararının aranması gerektiğini belirtmiştir. Anonim şirket yönetim kurullarının bu örnek haricinde, zaman zaman temsil yetkilerini kısmen üçüncü şahıslara devretmek istedikleri, ancak ticaret sicili müdürlükleri tarafından bu tescil taleplerinin reddedildiği de dile getirilmektedir. Uygulamada yaşanan bu tereddütler ile aksaklıkların, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın TTK’nın 210uncu maddesine istinaden çıkaracağı bir Tebliğ yahut ticaret sicili müdürlüklerine göndereceği bir Genelge ile açıklığa kavuşturulabileceğini düşünmekteyiz.